HER3 proteini, meme kanserli hastaların yaklaşık %30 ila %50’sinde aşırı eksprese edilir, ancak şu anda (nisan 2023’de) özel olarak HER3’ü hedefleyen Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onaylı bir tedavi yoktur. Şimdi, devam eden bir çalışma, metastatik HER3 eksprese eden metastatik meme kanseri olan hastaları tedavi etmek için patritumab deruxtecan (HER3-DXd) kullanımını araştırmaktadır.
Erken sonuçlar, Miami Meme Kanseri Konferansı’nda bir poster sunumu sırasında tartışıldı.
Araştırmacılar posterlerinde “(meme kanseri)’de HER3’ün aşırı ifadesi kötü prognozla ilişkilidir” diye yazdı.
Çalışma bulguları, ortalama 31,9 aylık takipte, Ulusal Kanser Enstitüsüne göre tedavi sonucunda hastalığı küçülen hastaların yüzdesi olan objektif yanıt (ya tam yanıt yada kısmı yanıt) oranının %28,6 olduğunu göstermiştir. Ortalama olarak, tedaviye yanıt süresi 7 ay sürmüştür. Araştırmacılar ayrıca HER3-DXd’nin çoğu meme kanseri alt tipinde tümör boyutunda anlamlı bir azalmaya yol açtığını belirtti.
HR-pozitif, HER2-negatif meme kanserli 113 hasta grubunda objektif yanıt oranı %30,1 ve ortalama yanıt süresi 7,2 aydı. Hastaların tedaviden sonra hastalıkları büyümeden veya yayılmadan yaşadıkları ortalama süre olarak belirtilen “ilerlemesiz sağkalım” olarak bilinen bir istatistik 7,4 aydı. Altı aylık takip noktasında, hastaların %53,5’inde hastalık ilerlemesi görülmedi. Bu alt küme için, tedaviden herhangi bir nedenle ölüme kadar geçen süre olan ortalama genel sağkalım 14,6 aydı.
HER3-yüksek üçlü negatif meme kanserli hasta grubunda (53 hasta), ortalama 5,9 aylık yanıt süresiyle objektif yanıt oranı %22,6 idi. Ortalama progresyonsuz sağkalım 5,5 aydı ve 6 ayda hastaların %38,2’sinde progresyon görülmedi. Bu grup için ortalama genel sağkalım da 14.6 aydı.
HER3-yüksek, HER2-pozitif meme kanserli hastaların (14 hasta), %42,9’u patritumab deruxtecan ile tedaviye yanıt verdi ve ortalama yanıt süresi 8,3 ay sürdü. Ortalama progresyonsuz sağkalım 11 aydı ve 6 aylık progresyonsuz sağkalım oranı %51,6 idi. Ortalama genel sağkalım 19.5 aydı.
Araştırmacılar, “Güvenlik profili, tedaviyle ortaya çıkan (yan etkiler) nedeniyle düşük bir tedaviyi bırakma oranıyla yönetilebilirdi” diye yazdı.
Neredeyse tümü (182 hastanın 181’i) herhangi bir türde veya derecede yan etki yaşarken, araştırmacılar bunların tipik olarak oldukça yönetilebilir olduğunu ve hastaların %9,9’unun bir yan etki nedeniyle tedaviyi bıraktığını belirtti. Tedaviyi bırakma yüzdeleri, hastaların aldığı iki dozdan (kilogram başına 4.8 miligram ve kilogram başına 6.4 miligram) hangisine bağlı olarak biraz farklıydı. Daha düşük doz verilen hastaların toplam %10,4’ü, daha yüksek doz verilen hastaların %8,2’sine kıyasla yan etkiler nedeniyle tedaviyi bırakmıştır.
Doz azaltma ile ilgili olarak, alt doz ve yüksek doz gruplarında hastaların sırasıyla %12,5’i ve %22,4’ü yan etkiler nedeniyle aldıkları ilaç miktarını azalttı. Bilim insanları bağırsak ve kan sisteminde olan yan etkilerin tedaviye bağlı en yaygın yan etkiler olduğunu açıkladı.
Ayrıca, düşük doz grubundan bir hasta ve yüksek doz grubundan altı hasta öldü. Ölümle ilişkilendirilen tedaviyle ortaya çıkan yan etkiler, dört hastada hastalığın ilerlemesi, bir hastada nötropenik sepsis (kanda düşük nötrofil seviyeleri olan bir hastada enfeksiyona reaksiyon), ekstradural hematom (aralarda kan toplanması) idi.
Araştırmacılar, “Bu veriler, yönetilebilir bir güvenlik profili ile antitümör etkinliğine dair cesaret verici kanıtlar sağlıyor ve HER3-DXd’nin klinik ve histopatolojik (meme kanseri) alt türleri arasında daha fazla değerlendirilmesini garanti ediyor” diye yazdı.
kaynak: curetoday.com